Karadeniz’in doğusunda son dönemde art arda meydana gelen depremler, bölgenin depremsellik potansiyeli ve olası ikincil afet risklerini yeniden tartışmaya açtı. Özellikle Trabzon ve Rize gibi illerde yaşanan sarsıntılar, bu bölgelerdeki diri fay hatlarının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koydu. Deprem uzmanları, Doğu Karadeniz’in deprem tehlike seviyesinin artabileceğini ve Türkiye’nin diri fay haritasının buna uygun şekilde güncellenmesi gerektiğini belirtiyor.
Karadeniz’deki Depremler ve Yeni Fay Hatları
Doğu Karadeniz Bölgesi, geçmişte Türkiye’nin diğer bölgelerine kıyasla daha düşük bir deprem aktivitesine sahip olarak değerlendiriliyordu. Ancak son aylarda meydana gelen depremler, bölgenin sismik potansiyeline dair yeni veriler ortaya koydu. Rize’nin Hemşin ilçesinde 15 Kasım 2024’te meydana gelen 4,7 büyüklüğündeki deprem, bu durumun en önemli göstergelerinden biri oldu.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Heyelan Uygulama Araştırma Merkezi’nin yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Hakan Ersoy, bu sarsıntının daha önce kayıtlara geçmemiş bir fay hattında meydana geldiğini ifade ederek endişelerini dile getirdi:
“Kayıtlara geçmemiş fakat mevcut olan bir fayda bu büyüklükte bir depremin olması, bizi endişelendiriyor. Tekrarlı sarsıntılar, bölgedeki doğal ve yapay titreşimlerle birlikte heyelan, kaya düşmesi gibi ikincil afetlere neden olabiliyor.”
Ersoy, Trabzon’da Ocak 2025’te meydana gelen 3,2 ve 3,4 büyüklüğündeki depremleri de hatırlatarak, bu tür sarsıntıların zemin büyütme etkisiyle daha büyük tehlikelere yol açabileceğini belirtti.
Depremlerle Gelen İkincil Afet Tehlikesi
Karadeniz’deki depremler sadece zemin sarsıntısıyla sınırlı kalmıyor, aynı zamanda heyelan, taşkın ve kaya düşmesi gibi ikincil afet risklerini de beraberinde getiriyor. Prof. Dr. Hakan Ersoy, özellikle dolgu alanlarının bu afetlere karşı daha savunmasız olduğunu ifade etti:
“Deprem şiddeti zemine göre değişir. Kaya zeminlerinde titreşim etkisi daha az hissedilirken, dolgu alanlarda bu etki çok daha büyük olur. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yerleşimlerin önemli bir bölümü sahil kodunda ve dolgu alanlarında bulunuyor. Bu nedenle herhangi bir titreşim, geçmişte görülmeyen olumsuz sonuçlara yol açabiliyor.”
Ersoy, yapısal önlemlerin önemine dikkat çekerek, ikincil afetlerin önlenmesi için saha çalışmalarına ağırlık verilmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye’nin Diri Fay Haritası Güncellenebilir
Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Karadeniz’deki depremlerle birlikte Türkiye’nin diri fay haritasının yeniden düzenlenebileceğini açıkladı.
Son dönemde elde edilen jeolojik ve jeomorfolojik verilere dikkat çeken Sözbilir, Sinop ile Artvin arasında yer alan fay hatlarının, diri fay sınıfına alınabileceğini belirtti:
“Sinop ile Artvin arasındaki zon boyunca yapılan çalışmalar, Doğu Karadeniz sahillerine yakın bölgelerde kayma hızı düşük fakat potansiyel diri fay sınıfında değerlendirilebilecek fayların varlığını ortaya koydu. Ayrıca, Samsun-Trabzon arasındaki deniz jeolojisi çalışmalarında denizaltında deprem üretme potansiyeli olan faylar tespit edildi. Bu veriler ışığında Türkiye’nin diri fay haritasında değişiklikler yapılabilir.”
Prof. Dr. Sözbilir, bu değişikliklerle birlikte Doğu Karadeniz illerinin deprem tehlike seviyesinin artabileceğini belirtti.
İkincil Afetler İçin Önceden Önlem Alınmalı
Karadeniz Bölgesi’ndeki küçük ölçekli depremler bile yıkıcı etkiler yaratmasa da, heyelan ve kaya düşmesi gibi ikincil afetlere yol açabiliyor. Prof. Dr. Hasan Sözbilir, bu tür afetlerin yerlerinin önceden belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı:
“Trabzon ve Rize gibi bölgelerde meydana gelen 3-4 büyüklüğündeki küçük ölçekli depremler, ikincil afetlerin yaşanmasına neden olabilir. Bu nedenle, bu afetlerin etkisinin azaltılması için çalışmalar hızlandırılmalı.”
Sözbilir, bölgede yapılan saha çalışmalarının ve alınacak önlemlerin, gelecekte oluşabilecek olası riskleri azaltmada kritik bir öneme sahip olduğunu ifade etti.
Doğu Karadeniz’de Afetlere Karşı Yapısal Önlemler
Deprem ve ikincil afetlere karşı en önemli çözüm yolu, doğru planlama ve sağlam yapılaşma olarak öne çıkıyor. Özellikle dolgu alanlarda yapılaşmanın dikkatle ele alınması gerektiğini belirten uzmanlar, risklerin en aza indirilmesi için şu önerilerde bulunuyor:
- Heyelan ve kaya düşmesine karşı bölgelerde jeolojik etütlerin yapılması.
- Dolgu alanlarda inşa edilen yapıların dayanıklılığının artırılması.
- Depremler sonrası oluşabilecek ikincil afetlerin yerlerinin tespiti ve önleyici çalışmaların hızlandırılması.
Karadeniz’de Deprem Riski Neden Önemli?
Son yıllarda Karadeniz Bölgesi, geçmişte sahip olmadığı düşünülen sismik risklerle daha fazla gündeme gelmeye başladı. Bu durum, Türkiye’nin genel deprem politikasının da gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Türkiye’nin diri fay haritasının güncellenmesiyle birlikte, Karadeniz’in deprem tehlikesi açısından daha detaylı bir şekilde ele alınması ve risk yönetimi planlarının bu doğrultuda yeniden şekillendirilmesi bekleniyor.
Karadeniz’deki depremler neden artış gösterdi?
Son dönemde yapılan çalışmalar, Karadeniz’in doğusunda yer alan bölgelerde deprem potansiyeline sahip yeni fay hatlarının bulunduğunu ortaya koydu. Bu fayların hareketliliği, bölgede sismik aktivitenin artmasına neden oluyor.
Türkiye’nin diri fay haritası değişecek mi?
Uzmanlar, Karadeniz Bölgesi’ndeki yeni fay hatlarının tespit edilmesiyle Türkiye’nin diri fay haritasının güncellenebileceğini belirtiyor. Bu değişiklikle birlikte Doğu Karadeniz’in deprem tehlike seviyesi artırılabilir.
Karadeniz’de ikincil afet riski var mı?
Evet, depremlerle birlikte bölgede heyelan, kaya düşmesi ve taşkın gibi ikincil afetler meydana gelebilir. Uzmanlar, bu afetlere karşı önceden önlem alınması gerektiğini ifade ediyor.
Dolgu alanlarda depremler daha mı tehlikeli?
Evet, dolgu alanlar deprem şiddetini artırabilir. Bu tür zeminlerde titreşim etkisi daha fazla hissedilir ve bu durum yapıların dayanıklılığını olumsuz etkileyebilir.
Trabzon ve Rize gibi iller daha mı fazla risk altında?
Son dönemde bu illerde meydana gelen depremler ve jeolojik çalışmalar, Trabzon ve Rize gibi illerin deprem tehlikesi açısından daha fazla risk altında olabileceğini gösteriyor.
Karadeniz’de hangi önlemler alınmalı?
Bölgede heyelan ve kaya düşmesi gibi afetlere karşı jeolojik çalışmaların artırılması, dolgu alanlarda yapılaşmanın dikkatli bir şekilde yapılması ve afet risk yönetimi planlarının güncellenmesi gerekiyor.
Deprem ve heyelan ilişkisi nedir?
Depremler, zemin titreşimlerini artırarak heyelan ve kaya düşmesi gibi olayları tetikleyebilir. Bu nedenle deprem riski yüksek olan bölgelerde heyelan önleyici çalışmalar yapılması önemlidir.