2020-2022 ve 2022-2024 dönemlerinde Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanlığı görevini yürüten Şebnem Korur Fincancı, Türkiye’nin önde gelen adli tıp uzmanları arasında yer alıyor. Bunun yanında, insan hakları alanındaki mücadelesiyle de kamuoyunun yakından tanıdığı bir isim. Fincancı’nın akademik hayatı, toplumsal meselelerdeki duruşu ve kariyer basamakları merak konusu olurken, kim olduğu ve hangi alanlarda görev yaptığına dair detaylar da dikkat çekiyor. İşte, Şebnem Korur Fincancı’nın yaşamına dair tüm detaylar…
Şebnem Korur Fincancı Kimdir? Adli Tıp ve İnsan Hakları Alanında Etkili İsim
Rasime Şebnem Korur Fincancıİstanbul’da dünyaya gelmiştir. Kendisi, Türkiye’de adli tıp uzmanlığı denince akla gelen en önemli isimlerden biri olmasının yanı sıra insan hakları savunuculuğundaki aktif rolüyle de öne çıkıyor. Fincancı, uzun yıllar boyunca İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı görevini yürütmüş ve Adli Tıp Uzmanları Derneği, Türk Ceza Hukuku Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve Ceza Hukuku Araştırmaları Derneği gibi önemli kuruluşların kurucuları arasında yer almıştır. Ayrıca, 2020-2022 ve 2022-2024 yılları arasında iki dönem üst üste Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanlığı görevini yürüterek sağlık çalışanlarının hakları ve kamu sağlığı politikaları üzerine aktif çalışmalar yapmıştır. Bu görevleri sırasında birçok önemli toplumsal konuda görüş bildirmiş, sağlık ve insan hakları alanında ulusal ve uluslararası düzeyde katkılarda bulunmuştur.
Eğitim Hayatı: Tıp Eğitimi ve Akademik Kariyeri
Şebnem Korur Fincancı, lise eğitimini 1970-1977 yılları arasında Kadıköy Maarif Koleji’nde tamamlamıştır. Bu dönemin ardından, tıp alanına olan ilgisi doğrultusunda İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne girmiş ve 1977-1983 yılları arasında tıp eğitimini burada tamamlamıştır. Fakat sadece tıp alanıyla yetinmeyen Fincancı, daha sonra çok yönlü akademik ilgi alanlarına yönelmiştir. 1987-1990 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Klasik Arkeoloji lisans eğitimi alarak farklı disiplinlerde de eğitim görmüştür. Tıp eğitimi sonrası, 1985-1987 yılları arasında adli tıp uzmanlığı ihtisasını tamamlayan Fincancı, 1990 yılında adli tıp doçenti unvanını kazanmıştır. Bu akademik başarılarının ardından, İstanbul Üniversitesi bünyesindeki Adli Tıp Anabilim Dalı’nda uzun yıllar boyunca öğretim üyeliği ve yöneticilik yaparak akademik hayatını sürdürmüştür.
Türk Tabipleri Birliği ve Diğer Kurumlardaki Görevleri
Fincancı, 1992 yılında Adli Tıp Uzmanları Derneği’nin kurucu üyeleri arasında yer alarak meslektaşlarının haklarını savunmak ve adli tıp alanındaki çalışmaları geliştirmek adına önemli bir adım atmıştır. Derneğin 1993-1996 yılları arasında yönetim kurulu başkanlığını da üstlenmiştir. 1996-1998 ve 2002-2006 yılları arasında İstanbul Tabip Odası Genel Sekreterliği görevini yürütmüş ve bu süreçte sağlık politikaları ile ilgili kritik görevler üstlenmiştir. 1999 yılında Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek ilk Adli Tıp Polikliniği’ni kurmuş, bu alanda önemli bir boşluğu doldurmuştur. Akademik görevleri sırasında 1997-2007 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı görevini yürütmüştür. Ancak 2004 yılında bu görevinden alınmış, fakat 2005 yılında mahkeme kararıyla görevine geri dönmüştür. Bu süreç, onun akademik özgürlük ve hukuki hak mücadelesi konusunda da kararlılıkla hareket ettiğini göstermektedir.
Adli Tıp Kurumu ve Danıştay Kararı
Şebnem Korur Fincancı, akademik kariyerinin yanı sıra Adli Tıp Kurumu’nda da çeşitli görevler üstlenmiştir. Ancak, kurum içindeki görevlerinden biri 2001 yılında Danıştay kararı ile sona ermiştir. Bu süreç, kamu kurumlarında akademik ve mesleki özerklik konusunda yaşadığı zorlukların bir örneğidir. Buna rağmen, insan hakları alanındaki çalışmalarına ara vermeden devam etmiştir.
İnsan Hakları Savunuculuğu ve Toplumsal Çalışmalar
Fincancı, adli tıp alanındaki çalışmalarıyla sınırlı kalmayarak, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) gibi insan hakları savunuculuğu yapan kuruluşlarda aktif roller üstlenmiştir. Hem ulusal hem de uluslararası platformlarda hak ihlalleri ve işkence vakaları ile ilgili birçok önemli rapor hazırlamış, bu raporlar aracılığıyla dünya kamuoyunun dikkatini Türkiye’deki insan hakları sorunlarına çekmiştir. Özellikle sağlık hakkı ve işkence karşıtı mücadelede öncü roller üstlenmiştir.
Yorumlar kapalı.