İçişleri Bakanlığı, CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in geçici tedbir olarak görevden uzaklaştırıldığını ve yerine İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy’un kayyum olarak atandığını resmen duyurdu. Ahmet Özer’in “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçlamasıyla yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınması ve ardından tutuklanması Türkiye gündeminde geniş yankı uyandırdı. Özer’in savcılığa verdiği ifadeler ve mahkemede yaptığı savunma, sürecin siyasi bir hamle olarak değerlendirildiği iddialarını da beraberinde getirdi.
Belediye Binasındaki Detay Dikkat Çekti
Özer’in tutuklanarak yerine kayyum atanmasının ardından belediye binasının önündeki elektronik reklam panosunda hâlâ Ahmet Özer’in videolarının oynatılmaya devam etmesi dikkatlerden kaçmadı. Bu durum, kamuoyunda karışık tepkilere yol açtı. Esenyurt Belediyesi yetkililerinin, bu görüntülerin neden durdurulmadığı veya değiştirilmediği konusunda açıklama yapıp yapmayacağı ise merak konusu.
Eski Eşi ve Çocuklarıyla Yaşadığı Sorunlarla Gündeme Gelmişti
Ahmet Özer, geçen yıl İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma çerçevesinde “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçlamasıyla gözaltına alınmıştı. Soruşturma dosyasındaki iddialara göre, Özer’in örgütle olan bağlantısı, örgütün Kandil’deki üst düzey yöneticilerine gönderildiği belirlenen dokümanlarla ortaya çıkarıldı. İddiaya göre, bu dokümanlarda Özer’in adı, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın özerklik projesinde uygun görülen kişiler arasında yer alıyordu. Bu bilginin, Öcalan’ın İmralı’daki görüşmelerinde gündeme geldiği ve sonrasında soruşturmanın başlatıldığı öne sürüldü.
Örgüt Bağlantısı ve İddialar: 694 PKK’lı İle Görüşme
Ahmet Özer’in terör örgütü ile bağlantısı olduğu iddiasını güçlendiren bir diğer detay ise yapılan telefon dinlemeleri ve fiziki takipler oldu. İddiaya göre, Özer’in terör örgütü mensubu oldukları bilinen tam 694 kişi ile iletişim halinde olduğu tespit edildi. Ayrıca kırmızı bültenle aranan PKK yöneticilerinden Remzi Kartal ile 14 kez görüşme yaptığı bilgisi de dosyada yer aldı. Bu bağlantılar, soruşturmanın derinleşmesine ve Özer hakkında daha fazla delil toplanmasına yol açtı.
İfadesi Tamamlandı ve Tutuklama Talebiyle Hakim Karşısına Çıkarıldı
Gözaltına alındıktan sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen Ahmet Özer, burada yapılan işlemlerin ardından savcılığa sevk edildi. Savcılıkta yaklaşık iki saat süren ifade işlemlerinden sonra Özer, tutuklanma talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne çıkarıldı. Mahkeme, savcılığın talebini uygun görerek Ahmet Özer’in “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan tutuklanmasına karar verdi.
Soruşturmanın Ayrıntıları Ortaya Çıktı
Özer hakkındaki soruşturmada yer alan diğer önemli detaylar da kamuoyuna yansıdı. Diyarbakır D Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda elde edilen dokümanlarda, Öcalan’ın Demokratik Özerklik projesi için önerdiği isimler arasında Ahmet Özer’in de bulunduğu öne sürüldü. Özer’in adının geçtiği bu görüşme, HDP milletvekillerinden oluşan bir heyetle yapılan bir diyalogda gündeme geldi. Aynı dokümanlarda, Özer’in örgüte katkı sunabileceği değerlendirmeleri de yer alıyordu.
Özer’in 2023 yılının sonlarından 2024 yılına kadar teknik takip altında olduğu, bu dönemde yaptığı telefon görüşmeleri ve bazı seyahatleri dikkatle izlendi. Yapılan telefon görüşmelerinde, Ahmet Özer’in örgütle bağlantılı isimlerle görüştüğü ve taziye dilekleri sunduğu tespit edildi. Özer’in, annesi vefat eden Mehmet Kaya isimli bir kişiye başsağlığı dilediği, “Anneniz sizin gibi değerli evlatlar yetiştirdi” dediği kaydedildi. Özer’in ayrıca Kaya’ya yerel seçimlerde kendisine destek sağlaması talebinde bulunduğu iddia edildi.
Hakim Karşısındaki Savunması: “Siyasi Bir Dava”
Ahmet Özer, hakimlikte yaptığı savunmada, üzerine atılan suçlamaları reddederek davanın tamamen siyasi bir nitelik taşıdığını ifade etti. Özer, 40 yıl boyunca devletin çeşitli kademelerinde görev aldığını, üniversitelerde dekanlık, senato üyeliği gibi üst düzey görevlerde bulunduğunu belirtti. Bugüne kadar hakkında hiçbir soruşturma veya kovuşturma açılmadığını söyleyen Özer, “Adliyeye bile daha önce gelmişliğim yok” diyerek masum olduğunu vurguladı.
Özer, Esenyurt gibi büyük bir ilçede halkın iradesiyle seçilmiş bir belediye başkanı olduğunu belirterek, görevden alınmasının “halk iradesine gasp” olduğunu ileri sürdü. Esenyurt’ta başarılı bir belediyecilik yürüttüğünü iddia eden Özer, kendisine yönelik suçlamaların dayanaksız olduğunu savundu.
“Hiçbir Belgeye Dayanmayan İddialar”
Özer, dosyada kendisine yöneltilen suçlamaların somut delillere dayanmadığını belirterek, özellikle 2002 yılında Öcalan ile yapılan bir görüşmede adının geçmesinin hukuki bir dayanak oluşturamayacağını savundu. Kendisine yöneltilen suçlamaların tamamının uydurma olduğunu ileri süren Özer, “Öcalan’ın adımı geçirmiş olması suçu mu yaratır?” diyerek suçlamaları reddetti.
Özer ayrıca, iddia edilen terör örgütü bağlantılarının tamamen hayal ürünü olduğunu, çeşitli toplantılarda selam verdiği kişilerin bile örgüt bağlantısı olarak yorumlandığını iddia etti. “Herkesin GBT’sini mi soracağım?” diyerek, kendisine yönelik suçlamaların asılsız olduğunu dile getirdi.
Kaymakamlıkla Ortak Düzenlenen Konser ve Rojda Tartışması
Özer, Esenyurt’ta düzenlenen bir konserle ilgili olarak da eleştirildi. Konserde bazı sanatçıların sahne almasının suçlama konusu yapılmasına tepki gösteren Özer, konserin Esenyurt Kaymakamlığı ile birlikte organize edildiğini ve tüm izinlerin resmi olarak alındığını vurguladı. Rojda isimli sanatçıyı daha önce tanımadığını belirten Özer, konser alanında PKK lehine slogan atıldığı iddialarını da reddetti.
“Siyasi Kimliğim Nedeniyle Hedef Alınıyorum”
Özer, CHP’nin belediye başkanı olarak siyasi kimliği nedeniyle hedef alındığını, mitinglerde atılan sloganların bile suç unsuru olarak değerlendirildiğini ifade etti. Hukukun düzgün işlemesi gerektiğini savunan Özer, “Toplumu çürüten bu tür adaletsizliklerdir” diyerek hukuki süreçte adalet beklentisini dile getirdi.
“Kaçma Şüphem Yok”
Son olarak Özer, sabit bir ikametgah sahibi olduğunu ve kaçma şüphesi bulunmadığını belirtti. Daha önce hakkında yapılan bir dinleme sırasında da suç unsuruna rastlanmadığını ifade eden Özer, adli kontrol hükümleriyle serbest bırakılmayı talep etti. Ancak, mahkeme bu talebi reddederek tutuklanmasına karar verdi.